COP30 Öncesi Emisyon Hedefi Tartışmaları Büyüyor

Çin, Hindistan ve Suudi Arabistan gibi bazı yükselen ekonomiler, dünyanın küresel ısınmayı üzerinde uzlaşılan seviyelerde sınırlama yolunda olmadığını göstermesi beklenen BM değerlendirmesinin COP30 kapsamında tartışılmasını reddetti.

Ülkeler, COP30 görüşmelerinde, seragazı emisyonlarını azaltmaya yönelik yeni açıklanan hedeflerinin, “Sentez Raporu” olarak da bilinen BM tarafından yapılacak değerlendirmede resmi olarak ele alınıp alınmaması gerektiği konusunda bölünmüş durumda. Söz konusu raporun, dünyanın Paris Anlaşması’nın sıcaklık hedefleriyle uyumlu bir rotada ilerlemediğini ortaya koyması bekleniyor.

Taraflar arasındaki görüş ayrılığı ilk kez geçtiğimiz hafta kamuoyuna yansıdı. Brezilya’nın COP30 Başkanı André Correa do Lago, müzakerelerin başlangıcının son yıllarda olduğu gibi gündem tartışmaları nedeniyle gecikmesini önlemek amacıyla delegasyonlarla ilk gayri resmi istişare turunu başlattı.

Geçen ay yazdığı bir mektupta bu anlaşmazlığı öngören deneyimli Brezilyalı diplomat, yaptığı çağrıda, BM iklim diplomasisinin “şimdiye kadarki en büyük sınavlarından biriyle” karşı karşıya olduğu bir dönemde ülkeleri “itidalli davranmaya” davet etti.

Zengin ülkeler, en az gelişmiş ülkeler, küçük ada devletleri, Latin Amerika ülkeleri ve Birleşik Arap Emirlikleri, COP30’da Ulusal Katkı Beyanlar’ında (NDC) kaydedilen ilerlemenin ve yapılması gerekenlerin tanınması ve önümüzdeki yıllarda iklim eyleminin hızlandırılması için bir yol haritası belirlenmesini desteklediler.

Ancak Çin, Suudi Arabistan ve Hindistan gibi yüksek gelirli ve yükselen ekonomilerden oluşan bir grup, bu plana şiddetle karşı çıktı. Bu ülkeler, NDC ve bunları değerlendiren BM sentez raporunun zirve gündeminde yer almadığını ve hedeflerdeki yetersizliklerin ele alınabileceği tek platformun Küresel Durum Değerlendirmesi (Global Stocktake – GST) olduğunu savundu.

Ülkelerin Yalnızca Altıda Biri NDC’lerini Sundu

Paris Anlaşması tarafından belirlenen ve her beş yılda bir yapılan GST’nin bir sonraki turunun 2028’de tamamlanması planlanırken, iki yıl önce yapılan ilk GST, dünyanın iklim hedeflerine ulaşma konusunda ciddi şekilde geride olduğunu ortaya koymuştu. Bu süreç, Dubai’deki COP28’de enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan çıkışa yönelik tarihi bir küresel taahhütle sonuçlanmıştı. Ancak o günden bu yana bu taahhüdü uygulamaya koymak adına çok az ilerleme kaydedildi.

İstişare toplantısında konuşan, Pasifik’te yer alan alçak rakımlı Marshall Adaları’nın iklim elçisi, Paris Anlaşması kapsamında sunulan üçüncü NDC turunun, emisyonları 1.5 derece ısınma sınırıyla uyumlu şekilde azaltmak için “rotayı düzeltmek adına son şans” olduğunu söyledi.

2035’e kadar emisyon azaltım hedeflerini içeren güncellenmiş katkı beyanlarını ise şu ana kadar ülkelerin yalnızca altıda bir sunmuş durumda. Avrupa Birliği (AB), Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomilerin beyanları hâlâ eksik. Eylül sonuna kadar da sentez raporuna dâhil edilmek üzere birçok ülkenin beyanlarını sunması bekleniyor.

Geçtiğimiz yıl yayımlanan son değerlendirmeye göre, o zamana kadar sunulan NDC’lerin tam olarak uygulanması, 2030 yılına kadar 2019 seviyelerine kıyasla küresel emisyonlarda yalnızca %5.9’luk bir azalma sağlayacaktı. Bu oran, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 1.5 derecelik hedefiyle uyumlu olması için bu on yılın sonuna kadar gerekli gördüğü %43’lük azaltımdan çok uzakta.

Yükselen Ekonomiler ve Arap Ülkeleri NDC Gündemine Karşı

Dünyanın en yoksul ülkeleri adına söz alan Nepal’in baş müzakerecisi, de COP30’un hem iklim hedefleri konusundaki eksiklikleri hem de mevcut taahhütlerin uygulanmasındaki açıkları ele alan “net bir plan” sunması gerektiğini vurguladı.

Kolombiya’nın heyet başkanı ise “Bu zirve, tarafların sözlerini eyleme dönüştürmeye ve 1.5 derece hedefini gerçekten ulaşılabilir kılacak katkılar sunmaya istekli olup olmadığını gösterecek” dedi.

Çoğu gelişmiş ülke, güncellenmiş iklim planlarının COP30’un ana hedeflerinden biri olarak ele alınmasını savunurken, beklenen yetersizliği güçlü bir şekilde yanıtlamaya yönelik çağrıda bulundu. Avrupa Birliği de, NDC’lerin toplu olarak ne kadar iddialı olduğu ve kalan boşlukların nasıl kapatılabileceğini doğrudan ele alan yeni bir gündem maddesinin zirveye eklenmesini önerdi.

Yükselen ekonomiler ve Arap ülkeleri grubu, iklim planlarının tartışılmasına yönelik çağrılara karşı çıkarak, bu konunun gündemde olmadığını ve Paris Anlaşması’nın doğasına aykırı olduğunu savundu. Bunun yerine, görüşmelerin finansman ve ticaret önlemlerine odaklanması gerektiğini belirttiler.

Hindistan, sentez raporunun gündemde yer almadığı bir ortamda bu konu için ayrı bir tartışma yapılmasının neden gerekli olduğunun belirsiz olduğunu söyledi. Çin ise COP30 başkanlığının NDC’leri ele alacak yeni bir süreç başlatmaması gerektiğini, bunun GST’yi zayıflatma riski taşıdığını dile getirdi.

Yeni İstişareler Planlanıyor

Gelişmekte olan ülkelerden oluşan “Benzer Düşünenler Grubu” adına konuşan Bolivya’nın baş müzakerecisi, bu blokun COP30 kararlarında özellikle de siyasi sonuç metninde, NDC’lerle ilgili mesajlara yer verilmesine karşı olduğunu söyledi. Arap ülkeleri adına konuşan Suudi Arabistan ise, bu tartışmaların gelişmekte olan ülkelere yönelik “gereksiz baskı” yarattığı endişesini dile getirdi. Suudi müzakereci ayrıca, ulusal iklim planlarının sunulup aynı yıl içinde değerlendirilmesini “yıkıcı” olarak nitelendirdi ve bunun Paris Anlaşması ruhuna uygun olmadığını belirtti.

Bu hafta görüş ayrılıkları net bir şekilde ortaya çıksa da, COP30 başkanlığı, zirve öncesinde ülkelerin NDC’lere nasıl yanıt vereceği ve diğer hassas konular üzerinde uzlaşabilmesi için yeni istişare toplantıları düzenlemeyi planlıyor.

Yüz yüze yapılacak ilk toplantı, ülkelerin en güncel NDC’lerini açıklayacağı üst düzey bir BM etkinliğinin ertesi günü, 25 Eylül’de New York’ta gerçekleştirilecek. İkinci istişare ise 15 Ekim’de Brasília kentinde “Pre-COP” toplantıları kapsamında yapılacak.

Başa dön tuşu