“İhracat ve makine sektörü baskı altında”

MUHAMMET YİĞİTOĞLU /KONYA
1950 yılında Mehmet ve Halis Kayhan tarafından kurulan, Konya merkezli Kayahan Hidrolik, Türkiye’nin en büyük boyutsal kapasiteye sahip hidrolik silindir üreticisi olarak, dört kuşağın aynı çatı altında buluştuğu tarihi bir döneme tanıklık ediyor.
Avusturya merkezli Voest Alpine firması için ürettiği hidrolik silindirlerle 1993 yılında ihracata adım atan şirket, bugün üretiminin yüzde sekseniyle, 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.
“Önceliğimiz çalışan ve müşteri bağlılığı”
Önceliklerinin çalışan ve müşteri kaybetmemek olduğunu belirten Kayahan Makine Hidrolik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Sevda Kayhan Yılmaz, “2024 yılında ciromuzda herhangi bir düşüş yaşamadık fakat karlılıkta bir azalma gördük. Bunun temel sebebi ise ihracat odaklı çalışmamız nedeniyle düşük kurun etkisidir. Geçtiğimiz yıl aldığımız prensip kararı doğrultusunda karlılığı da ikinci plana iterek, maliyet artışlarını müşterilerimize yansıtmıyoruz. Her ne kadar karlılık açısından neredeyse sıfır noktasına gelsek de bu stratejimizi, müşteri ve çalışan bağlılığının korunması açısından yararlı görüyoruz” dedi.
Yılmaz, şirketin son on yılda iki kat büyüdüğünü, uzun vadeli ve sürdürülebilir büyümeye odaklandıklarını da sözlerine ekledi.
Karbon ayak izinde yüzde 54 azalma
2019 yılından bu yana sürdürülebilirlik ve dijitalleşme alanında kapsamlı bir dönüşüm süreci yürüttüklerini söyleyen Sevda Kayhan Yılmaz, “2024 yılı itibariyle yapılan hesaplamalara göre, karbon ayak izimizi yüzde 54 oranında azaltarak önemli bir başarıya imza attık. 2030 SBT hedeflerimize 6 yıl erken ulaştık. Kayahan Hidrolik olarak dijitalleşmeye yönelik yatırımlarımızı artırarak verimliliği üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Şirketimiz, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlarken küresel rekabette de ön sıralarda yer almayı sürdürecek” şeklinde konuştu.
Yapılan yatırımlardan da bahseden Yılmaz, “2024 yılında teknik ve boyutsal özellikleri ile dünyada sadece beş tane bulunan dış honlama tezgahını devreye aldık. Verimlilik açısından fayda sağlayacak ve yeni müşterilerin kapısını açacak olan 15 metrelik CNC tornamız da 2025 yılı içerisinde gelecek. Ayrıca şirketimizin verimliliğinin ölçümü ve kontrolü açısından önemli olan MES yatırımımızı da geçtiğimiz yıl tamamladık” ifadelerini kullandı.
“Rekabet, her geçen gün daha da zorlaşıyor”
Sektörün yaşadığı problemlerin başında rekabet gücü zayıflığının geldiğini vurgulayan Sevda Kayhan Yılmaz, dünya ekonomisindeki durgunluğun Türkiye’yi de olumsuz etkilediğini söyledi. İhracat ve makine sektörünün baskı altında olduğunun altını çizen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
“Yurt dışında üretimin yavaşlaması ihracatçılar için zor bir dönemin kapısını aralarken, Türkiye’de enflasyonun gerisinde kalan döviz kuru rekabet gücünü zayıflatıyor. Özellikle düşük teknolojiye dayalı ürünlerde küresel pazarda rekabet etmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Orta ve yüksek teknolojiye sahip ürünlerde rekabet şansı bir nebze daha yüksek olsa da sektör genelinde sıkıntılar devam ediyor. Verimliliği artırmak elimizi bir parça güçlendirse de artık o boyutun ötesine geçtik. Makine sektörü özelinde ise Çinli üreticilerin devlet destekli uzun vadeli satışları Türk firmaları için ciddi bir rekabet baskısı oluşturuyor. Türkiye’de hiçbir firma TL bazında bir yıl vadeli satış yapamazken, Çinli rakipler uzun vadeli ödeme seçenekleriyle pazarı domine ediyor. Bunun yanı sıra, ekonomik sıkıntılar nedeniyle harcamalarda kısıtlama yapılması birçok kesimde rahatsızlık yaratıyor. Uzmanlar, enflasyondan çıkış yolunun tasarruf ve maliyet kontrolü olduğunu vurgularken, topyekun olarak giderlerin daha sıkı denetlenmesi gerektiğine inanıyoruz.”
Kaynak: Ekonomim