Avrupa’da Çevresel Tahribat Büyüyor – İklim Haber

Avrupa Çevre Ajansı’nın her beş yılda bir yayımladığı çevre raporunun sonuncusu, çevresel bozulmanın Avrupa kıtasındaki yaşam tarzını tehlikeye attığını gösteriyor. Rapora göre, 2030 yılına yönelik 22 somut politika hedefinden yalnızca ikisi, yani seragazı emisyonları ve ozon tabakasını incelten maddelerle ilgili olanlar “büyük ölçüde yolunda gidiyor”. Dokuz hedef ise “büyük ölçüde yolunda gitmiyor”, geri kalanlarda ise karma bir eğilim görülüyor.

Yeni bir rapor, çevresel bozulmanın Avrupa kıtasındaki yaşam tarzını tehlikeye attığını ortaya koyuyor. Avrupa her ne kadar kıta anlamında gezegeni ısıtan kirliliği azaltmaya yönelik ilerlemeler kaydetmiş olsa da Avrupa Çevre Ajansı’na göre, yaban hayatının yok oluşu ve iklimin çöküşü, ekonomiyi ayakta tutan ekosistemleri mahvediyor.

1995’ten bu yana her beş yılda bir yayımlanan bu raporun yedinci edisyonu şu bulguları ortaya koydu:

  • Koruma altındaki habitatların %80’inden fazlası kötü veya çok kötü durumda. Yaban hayatı kaybının temel sebebi “sürdürülemez” tüketim ve üretim alışkanlıkları.
  • AB’nin “karbon yutağı” son 10 yılda yaklaşık %30 azaldı. Ormanların tahrip olmasına ise ağaç kesimi, orman yangınları ve zararlılar neden oluyor.
  • Ulaşım ve gıda kaynaklı emisyonlar 2005’ten bu yana neredeyse hiç azalma göstermedi ve diğer sektörlerde ise ilerleme söz konusu.
  • Üye devletler, aşırı hava olaylarına yönelik riskler arttıkça bu risklere adapte olmakta yetersiz kaldı.
  • Su stresi halihazırda her üç Avrupalıdan birini etkiliyor ve iklim değiştikçe daha da kötüleşecek.
“Eylemsizliğin Maliyeti Yüksek Olacak” Uyarısı

Rapor hakkında konuşan ajansın icra direktörü Leena Ylä-Mononen ise şunları söyledi: “2030 hedeflerimizin çoğunda zorlanıyoruz. Bu durum, esasen Avrupalıların gelecekteki refahını, rekabet gücünü ve yaşam kalitesini riske atıyor.”

Bu uyarı, iklim değişikliğini ortaya koyan bilimi reddeden aşırı sağ partilerin kıta genelinde güç kazanmalarına paralel olarak çevreyle ilgili kuralların geri çekildiği bir dönemde geldi.

Bir yandan da ABD, fosil yakıtları satın alması ve ithal ürünleri etkileyen kirlilik standartlarını terk etmesi için AB liderlerine baskı yapıyor. Çarşamba günü BM’de yaptığı bir konuşmada ABD Başkanı Donald Trump, hiçbir kanıt sunmadan, birçok Avrupa ülkesinin “yeşil enerji gündemi yüzünden yıkımın eşiğinde” olduğunu iddia etti. Trump, AB emisyonlarının 1990’dan bu yana %37 düşmesini iş kayıplarına ve fabrika kapanmalarına neden olmakla suçladı.

AB’de çevre politikalarından sorumlu en üst düzey üç yetkili olan Teresa Ribera, Jessika Roswall ve Wopke Hoekstra ise raporun bulgularını iklim eyleminin sürdürülmesi gerektiğini savunmak adına kullandı ve bunun mali bir yük olarak görülmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan AB İklim Komiseri Wopke Hoekstra şunları söyledi:

“Eylemsizliğin maliyeti çok büyük ve iklim değişikliği rekabet gücümüz için doğrudan bir tehdit oluşturuyor. Rotamızı korumak, ekonomimizi güvence altına almak için hayati önemde.”

Rekabetten ve yeşil dönüşümden sorumlu Teresa Ribera ise “İklim hedeflerini ertelemek veya geciktirmek, yalnızca maliyetleri artırır, eşitsizlikleri derinleştirir ve dayanıklılığımızı zayıflatır” yorumunda bulundu.

2030’a Yönelik 22 Somut Politika Hedefinden İkisi Yolunda Gidiyor

Rapor, Avrupa çapında çevreye dair şimdiye kadarki en kapsamlı tabloyu sunmakla beraber doğrulama süreçlerinin uzunluğu nedeniyle bazı konularla ilgili en güncel veriler 2021 yılına kadar geriye gidiyor. Rapora göre, 2030 yılına yönelik 22 somut politika hedefinden yalnızca ikisi, yani seragazı emisyonları ve ozon tabakasını incelten maddelerle ilgili olanlar “büyük ölçüde yolunda gidiyor.” Dokuz hedef ise “büyük ölçüde yolunda gitmiyor”, geri kalanlarda ise karma bir eğilim görülüyor.

Raporda doğal çevrenin durumu özellikle endişe verici olarak değerlendirildi. AB, 2020 yılına kadar biyolojik çeşitlilik kaybını durdurma ve tersine çevirme hedefini karşılayamadı ve 2030 hedeflerine ulaşma yolunda olan hiçbir biyolojik çeşitlilik göstergesi bulunmuyor. Az sayıdaki olumlu yaban hayatı eğilimlerinden biri, korunan alanların artışında yaşanırken, bu alanlar 2022 itibarıyla kara alanlarının %26,1’ine ve deniz alanlarının %12,3’üne ulaştı.

Yanı sıra döngüsel ekonomiye yönelik ilerleme de zayıf seyretti. Geridönüşümle karşılanan malzeme talebi yalnızca çok az bir artış yaşayarak, 2010’da %10,7 iken 2023’te %11,8’e çıktı.

AB liderleri ise son bir yıl içinde politikalarını iklim eyleminden ekonomik rekabetçiliğe doğru kaydırdı ve kampanyacıların “deregülasyon” olarak tanımladığı bir “basitleştirme” hamlesi kapsamında yeşil politikaları zayıflattı.

Avrupa Komisyonu, yeşil gündeminin hâlâ arkasında durduğunu ifade etse de kuralları ağır bulan sanayi sektörlerine ve geçiş sürecinin hızına karşı çıkan üye devletlere esneklik tanıyor.

Başa dön tuşu