ANALİZ: ABD’nin Rus Enerjisine Yaptırımları Çin’de Şok Yarattı: Türkiye de Risk Altında

Trump yönetiminin Rusya’nın enerji devleri Rosneft ve Lukoil’e uyguladığı yeni yaptırımlar, küresel enerji piyasalarını sarsarken Çin, Hindistan ve Türkiye’nin enerji güvenliğini tehdit ediyor. ABD’nin ikincil yaptırım tehdidi, hem Asya’nın büyük alıcılarını hem de Türkiye’nin enerji ticaretini zor durumda bırakabilir.
Çin’de Rafineriler Baskı Altında
ABD’nin Rosneft ve Lukoil’i kara listeye alması, Çin rafinerilerini zor durumda bıraktı. Çin’in petrol ithalatının yaklaşık %20’si Rusya’dan geliyor ve birçok özel rafineri Rus petrolüne bağımlı. Bu şirketler, yaptırım uygulanan firmalarla ticareti sürdürürse dolar işlemlerinden ve Batı finans sisteminden tamamen dışlanma riskiyle karşı karşıya kalacak.
Çin Ulusal Petrol Şirketi (CNPC) ile Rosneft arasındaki uzun vadeli boru hattı anlaşmasının devlet düzeyinde yürütülmesi, şimdilik bu akışın korunabileceği beklentisini doğuruyor. Ancak belirsizlikler sürüyor.
Hindistan: İndirimli Petrolün Sonu
Hindistan, Rusya’nın deniz yoluyla yapılan petrol ihracatında en büyük alıcı konumunda. Günde 1,6–1,7 milyon varil arası Rus petrolü ithal eden Hindistan, yeni ABD yaptırımları nedeniyle bu hacmi neredeyse sıfıra indirmek zorunda kalabilir. Bu durum, ülkenin enerji maliyetlerini yılda 3–5 milyar dolar artırabilir.
Türkiye İçin Çifte Tehdit: Finansal Erişim ve Enerji Arzı
Türkiye, Çin ve Hindistan’dan sonra Rus enerji ürünlerinin en büyük üçüncü alıcısı. 2025’in ilk yarısında günlük ortalama 50 bin varil ham petrol ithal eden Türkiye, yılda yaklaşık 106 milyon varil Ural tipi petrol de işlemden geçiriyor.
Rosneft ve Lukoil’e yönelik yaptırımlar, Türk bankaları ve enerji şirketleri için ikincil yaptırım riskini gündeme getiriyor. ABD finans sistemine erişimin kesilmesi, Türkiye’nin enerji tedarik zincirini ve yeniden ihracat kapasitesini zayıflatabilir. Bu risk, Türk rafinerilerini Rusya yerine Orta Doğu kaynaklarına yönelmeye zorlayabilir.