Mevcut politikalarla emisyonlar yüzde 25, güçlü adımlarla yüzde 90 azaltılabilir

AA muhabiri Başak Erkalan’ın bp’nin “Enerji Görünümü 2025” raporundan derlediği bilgilere göre, mevcut politikalar küresel ısınmayı 2 santigrat derece hedefinin üzerine çıkaracak. Emisyonların daha hızlı azaltılması ise özellikle gelişmekte olan ekonomilerde enerji sistemlerinin hızla karbonsuzlaşmasına bağlı olacak.

Raporda 2050’ye kadar enerji sisteminde olası sonuçlar iki senaryo üzerinden inceleniyor: “mevcut gidişat” ve “2 santigrat derece altı”.

“Mevcut gidişat” senaryosunda, mevcut iklim ve enerji politikalarıyla emisyonların 2030’dan itibaren kademeli olarak düşeceği, 2050’ye gelindiğinde ise 2023 seviyesine göre yalnızca yüzde 25 oranında azalma görüleceği belirtiliyor. Ancak bu senaryoda küresel ısınma 2 santigrat dereceyi aşıyor.

“2 santigrat derece altı” senaryosunda ise daha sıkı iklim politikaları, artan enerji verimliliği ve düşük karbonlu enerji kaynaklarının yaygınlaşması sayesinde emisyonların 2050’ye kadar yüzde 90’a varan oranda düşmesi mümkün görünüyor.

Raporda, küresel elektrik talebinin 2050’ye kadar iki katına çıkacağı, rüzgâr ve güneş enerjisinin baskın kaynaklar haline geleceği vurgulanıyor. Buna rağmen petrolün önümüzdeki 10–15 yıl boyunca enerji sisteminde önemli bir rol oynamaya devam edeceği tahmin ediliyor.

Kömür kullanımının azalacağı, güneş ve rüzgârın hızlı büyüme ivmesiyle elektrik üretiminde öne çıkacağı ifade ediliyor. Doğal gaz ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) talebinin yönü ise enerji dönüşümünün hızına bağlı olarak değişecek.

Yapay zekâ enerji dönüşümünü hızlandırabilir

Raporda, yapay zekânın yaygınlaşmasıyla veri merkezlerinin elektrik tüketiminin arttığı, bunun da küresel elektrik talebini büyüttüğü belirtiliyor. Ancak yapay zekânın aynı zamanda enerji dönüşümünü hızlandırma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekiliyor.

Yapay zekâ, güneş panelleri ve bataryalar için yeni malzemelerin geliştirilmesinden hidrojen sistemlerinin optimizasyonuna kadar birçok alanda verimliliği artırabilir. Ayrıca akıllı şebeke sistemlerinde enerji arz-talep dengesini yöneterek depolama kapasitesinin daha etkin kullanılmasına katkı sağlayabilir.

bp’ye göre, yapay zekânın ilerlemesi gelişmiş biyoyakıtlar ve nükleer füzyon gibi teknolojilerde de devrim yaratma potansiyeli taşıyor.

Başa dön tuşu